Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç: “Var gücümüzle çalışmaya, elimizi taşın altına koymaya devam ediyoruz. Ford Otosan ile Türk özel sektörünün en büyük yatırımlarından birini yapacağız. 21 milyar lirayı aşacak, 10 yıl sürecek bu yatırım ‘ileriye dönük stratejik bir atılım.’
Amerikan Şirketler Derneği tarafından Türkiye – ABD ekonomik ilişkilerinin gelişmesine katkıda bulunan şirketlerin ödüllendirilmesi amacıyla düzenlenen “I AmChamPion” töreninde, Ford Otosan “Yerel Ortakları ile Türkiye’nin Öz Yeterliliğine Katkı” ve “Türkiye’de En Yüksek Etkiye Sahip Bölgesel Merkez” ödüllerinin sahibi oldu. Törende konuşan Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç, “Son yıllardaki küresel belirsizliklerin üzerine gelen pandemi krizine ve bununla beraber iki ülke arasındaki son dönemdeki gerginliklere rağmen biz yatırımlarımızı durdurmayı bir an bile düşünmedik. Hatta tam aksine iki ortak olarak ülkemizin geleceğine güvendik. Konjonktürel gelişmelerden etkilenmeden uzun vadeli değer yaratma vizyonumuz ile var gücümüzle çalışmaya, elimizi taşın altına koymaya devam ediyoruz. Türkiye’nin ilk ve tek entegre elektrikli araç üretim tesisi olma hedefimiz doğrultusunda Ülkemizin ilk batarya montaj fabrikasını kurmak için de çalışmalara başladığımızı duyurmuştuk. Ayrıca geçtiğimiz günlerde Ford Otosan ile Türk özel sektörünün en büyük yatırımlarından birini yapacağımızı da açıkladık. Bu yatırım 21 milyar lirayı aşacak, 10 yıl sürecek. Elektrikli ve bağlantılı yeni nesil ticari araç projelerini hayata geçireceğiz. İhracatımızı da inşallah iki katına çıkaracağız. Bu yatırımı ‘ileriye dönük, stratejik bir atılım’ olarak değerlendiriyoruz. Türk otomotiv sanayini geleceğe taşımaya, küresel arenada rekabet gücümüzü artırmaya büyük katkısı olacağına inanıyoruz” dedi.
Amerikan Şirketler Derneği’nin düzenlediği törende konuşan Ali Y. Koç, Koç Topluluğu ve Ford arasında, neredeyse bir asırlık ortaklık ilişkisi bulunduğuna dikkat çekti. Ford Otosan’ın bugünlere gelmesinde Ford Motor Company’nin Türkiye’ye olan uzun vadeli inancının da çok büyük rolü olduğunu belirten Ali Y. Koç şöyle devam etti: “1997 yılında joint venture’ı başlattığımızda şirketimizde 3 bin 400 kişi çalışıyordu. Bu çalışan sayımız bugüne geldiğimizde 12 bine ulaşmış vaziyettedir. O zaman 43 bin adet araç üretiyorduk. Bugün bu rakam 370 bine ulaştı. Dolar olarak baktığımız zaman ciromuz aşağı yukarı 850 milyon dolar iken bugünkü ciromuz yaklaşık 7 milyar dolara ulaştı. İhracatta da büyük bir başarı hikâyesi var. O dönemin Ford Otosan’ı, hatta o dönemin Otosan’ı diyelim daha Ford konmamıştı başına; sadece 667 adet araç ihraç ediyordu. Bugün ise bu rakam 335 bin adete ulaştı. O dönemde 16 milyon dolar olan ihracat rakamımız bugün neredeyse 6 milyar dolara geldi.
Şirketimiz son 5 yılda ülkemizin ihracat şampiyonluğunuelden bırakmıyor. Attığımız adımlar, Topluluğumuzun ve elbette ülkemizin Ar-Ge, inovasyon vekatma değerli üretim kabiliyetlerine büyük katkı sağladı. Sadece şirketimiz için değil, şirketimizleberaber; değer zincirinde bulunan tüm yan sanayi şirketleri de gelişti. Pek çok yan sanayişirketimiz bugün bizim dışımızda Ford Motor Company’nin Türkiye dışındaki fabrikalarına da yansanayi yapıyorlar. Bu sonuçlardan Ülke olarak, şirketimiz olarak, Türk otomotiv sektörü olarak nekadar gurur duysak azdır diyebilirim. Her iki taraf da bu güvenin, bu iradenin güçlenereksüreceğine inanıyor yani ülkemize olan inancımız, güvenimiz ve yatırımlarımız devam edecek.”
Ali Y. Koç: “Daha yapacak çok işimiz var.”
Ali Y. Koç, yenilik penceresinden bakıldığında Ford Otosan’ın kurumsal tarihinin Türk sanayisi açısından pek çok ilki içerdiğini de anlattı. Ali Y. Koç sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün bir aracı sıfırdan yani kâğıt üzerinde bir çizimden bir ürüne dönüşene kadar, motoru da dâhil olmak üzere komple tasarlayacak, geliştirecek ve üretecek tüm yetenek ve altyapıya sahip durumdayız. Ford Otosan bugün Ford için Avrupa’da ticari araç kalesidir, ticari araç üretim üssüdür. Ancak daha yapacak çok işimiz var. Son yıllardaki küresel belirsizliklerin üzerine gelen pandemi krizine ve bununla beraber iki ülke arasındaki son dönemdeki gerginliklere rağmen biz yatırımlarımızı durdurmayı bir an bile düşünmedik. Hatta tam aksine iki ortak olarak Ford Otosan’da ülkemizin geleceğine güvendik. Konjonktürel gelişmelerden etkilenmeden Ford Motor Company ve Koç Topluluğu olarak uzun vadeli değer yaratma vizyonumuz ile var gücümüzle çalışmaya, elimizi taşın altına koymaya devam ediyoruz. Son yıllarda ülkemizin en büyük eksikliklerinden birinin sanayiye gelen yatırımlar olduğunu düşünüyorum. Ülkemizin gerçek potansiyeline kavuşması için sanayi yatırımlarının artması gerektiğine inanıyoruz. Biz de kendi işlerimizi buna göre kurgulamaya çalışıyoruz.
Koç Topluluğu olarak ülkemize yatırım yapmaya devam ediyoruz. Ford Otosan’da da Türkiye’nin ilk ve tek entegre elektrikli araç üretim tesisi olma hedefimiz doğrultusunda Ülkemizin ilk batarya montaj fabrikasını kurmak için çalışmalara başladığımızı duyurmuştuk. Burada Ford’un ilk tam elektrikli ticari aracını üretmeyi hedefliyoruz. Bu da son derece başarılı olan Türk otomotiv sektörü için çok büyük bir adımdır. Otomotiv sektöründe elektrikli araçların pazar payı, tahminlerimizin çok üzerinde ilerliyor. Ayrıca geçtiğimiz günlerde Ford Otosan ile Türk özel sektörünün en büyük yatırımlarından birini yapacağımızı duyurmuştuk. Bu yatırım 21 milyar lirayı aşacak, 10 yıl sürecek. 2026’dan sonra tam kapasite olacak. Elektrikli ve bağlantılı yeni nesil ticari araç projelerini hayata geçireceğiz. Bununla beraber, Avrupa’da büyüyen ticari araç pazarındaki talebi karşılamak için kapasitemizi 650 bin adete çıkarmayı hedefliyoruz. Bu 650 bin araçlık kapasitenin yüzde 90’ından fazlasının ihraç edilmesi yönünde planlarımızı yapıyoruz. Bu sayede ihracatımızı da bugünkü halinin inşallah 2 katına çıkaracağız. Bu yatırım kapsamında Ford Otosan’da direk olarak 3 bin kişilik yeni istihdam yaratılacak. Yan sanayide de yaklaşık 15 bin kişilik bir istihdam yaratacağını öngörüyoruz. Yani aşağı yukarı bu yatırım neticesinde Türk otomotiv sektöründe 18 bin kişilik yeni istihdam imkânı yaratılmış olacak. Bu yatırımı ‘ileriye dönük, stratejik bir atılım’ olarak değerlendiriyoruz. Türk otomotiv sanayini geleceğe taşımaya, küresel arenada rekabet gücümüzü artırmaya büyük katkısı olacağına inanıyoruz.
Sözlerime son verirken,iki ülke arasındaki son dönemdeki ilişkilerin gerginliğini, sıkıntılarını hepimiz biliyoruz. Bununkonjonktürel olmasını diliyorum. İki ülkenin de birbirine ihtiyacı var. Amerika Birleşik Devletleri’nin ülkemizin değerini, kıymetini, bizim hassasiyetlerimizi daha iyi anlaması gerektiğini, bizim de karşı tarafın serzenişlerini daha iyi anlamamız gerektiğini düşünüyorum. Tarihsel açıdan bakarsak ticari konularda geri kaldık. İki ülkenin de potansiyeli doğrultusunda inşallah daha evvel ifade edilen 100 milyar dolarlık ticaret hacmini yakalayabiliriz. Zaten bu konuları yakaladığımız takdirde diğer sorunların da bir şekilde çözüleceğine inanıyorum. Bu bağlamda derneğimize de çok büyük görev ve vazife düşüyor.
ABB FIA Formula E Dünya Şampiyonası’nın 9. Sezonunda piste çıkmaya hazırlanan Maserati, ROKiT Venturi Racing ile gerçekleştirdiği uzun soluklu ortaklığını duyurmak için Roma E-Prix’yi seçti. ABB FIA Formula E Dünya Şampiyonası’nda bugüne kadarki en hızlı, en hafif ve en güçlü Formula E yarış otomobili olan “Gen3” ile Sezon 9’dan itibaren pistteki yerini alacak olan Maserati, şampiyonada yarışan ilk İtalyan marka olacak.
Maserati, ROKiT Venturi Racing ile iş birliğine imza attığını duyurdu. Maserati, Dünyanın ilk “tamamen elektrikli motor sporları etkinliği” olan Formula E şampiyonasında yeni “Gen3” isimli otomobiliyle start alacak. Formula E şampiyonasında katılan ilk İtalyan marka olan Maserati, köklü motor sporları geçmişi ile gelecek elektrifikasyon stratejisini bir araya getiren bu hamle ile ABB FIA Formula E Dünya Şampiyonası’nda mükemmel bir uyum sergileyeceğinin sinyalini veriyor. Bugüne kadarki en hızlı, en hafif ve en güçlü tek koltuklu Formula E aracı “Gen3” ise tasarım, üretim ve teknoloji açısından birçok yeniliği barındırıyor.
Maserati’nin uzun soluklu bir iş birliğini imza attığını duyurduğu ROKiT Venturi Racing, Roma E-Prix öncesinde iki Dünya Şampiyonasına, Takımlara ve Sürücülere liderlik etti. İki zafer, beş podyum ve İsviçreli İtalyan Edoardo Mortara ile Dünya Şampiyonu ikinciliği unvanı ile geçen sezon takım, bugüne kadarki en başarılı sezonunu geçirdi.
Konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Maserati CEO’su Davide Grasso “Formula E ile motor sporlarına geri dönmek Maserati için doğal bir seçimdi. Bu serüveni, bizimle aynı değerlere sahip, geleceğe bizim gibi bakan bir partnerle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz. ROKiT Venturi Racing ekibiyle aynı kararlılığı ve dünyanın dört bir yanındaki pistlerde rekabet etme ve kazanma arzusunu paylaşıyoruz.” dedi. ROKiT Venturi Racing Başkan ve Yönetici Ortağı Scott Swid ise “Gen3 için Maserati ile ortaklık yapmak harika. Takım, Maserati ve Formula E için mükemmel, ancak daha da önemlisi, ikonik bir markanın üst düzey motorsporları dünyasına dönüşüne tanık olmak Maserati hayranları için de harika bir haber. Bu ortaklık sadece Formula E’deki uzun vadeli geleceğimiz için güçlü temeller oluşturmakla kalmıyor. Bu ortaklık ile prestijli bir marka köklerine geri dönerek motorsporlarının en ileri ve en hızlı büyüyen biçimi ile heyecan verici bir hikaye yazıyor.” şeklinde konuştu.
Ferrari, iki kişilik, orta-arkadan motorlu modeli Berlinetta Spider’ın son evrimi “296 GTS”i tanıttı. Daha önce 296 GTB’de de kullanılan V6 hibrit güç-aktarma sisteminin yer aldığı 296 GTS’nin, kendi başına 663 beygir güç üreten 3.0 litrelik V6 motoru, elektrikli motorla birlikte, 830 beygir gücü ve 740 Nm tork üretiyor ve 0’dan 100 km/sa hızlanmasını yalnızca 2.9 saniyede tamamlıyor. 296 GTS’nin ismi, yeni motorun Maranello açısından önemini vurgulamak için, motor hacmi (2992 cc), silindir sayısı (6) ve Ferrari geleneğindeki GTS (Gran Turismo Spider) kısaltmasından oluşuyor.296 GTS, RHT (Açılabilir Hard Top) tavanı sayesinde sürüş heyecanına ekstra bir boyut katarken, şarj edilebilir hibrit sistemiyle de sürüş keyfini en üst düzeye çıkarıyor.
Ferrari, Berlinetta Spider’ın son evrimi olan 296 GTS’in tanıtımını gerçekleştirdi. Orta-arkadan motorlu 296 GTS, sürüş keyfini yeniden tanımlayarak 296 GTB modelini tamamlıyor ve hem limitlerde hem de günlük kullanımda safkan Ferrari sürüşünü yaşatıyor. 296 GTS’nin ismi, yeni motorun Maranello için önemini vurgulamak için, motor hacmi (2992 cc), silindir sayısı (6) ve Ferrari geleneğindeki GTS (Gran Turismo Spider) kısaltmasından oluşuyor. 296 GTS’nin motoru, aynı zamanda başarılar ve yeniliklerle dolu 75 yıllık köklü geçmişe sahip Ferrari’nin tarihindeki “yeni V6 çağını” da müjdeliyor.
296 GTS, “Şahlanan At” logosunu taşıyan, yol tipi bir Spider’da kullanılan ilk 6 silindirli motor olan ve 296 GTB’deki gibi 122 kW (167 cv) elektromotorla desteklenen yeni 663 HP’lik 120° V6 ile donatılıyor. Daha önce hayal edilemeyen performans seviyeleri yaşatan V6 motor, elektrikli motorla birlikte 830 HP’lik toplam güç kullanıma sunuyor. MGU-K (Motor Jeneratör Ünitesi, Kinetik) adı verilen elektromotor Formula 1’den uyarlanıyor. Elektromotor ve içten yanmalı motor, 830 HP toplam sistem gücü üretmek üzere birleştirmek veya elektromotorun tek başına çalışmasını sağlamak üzere birbirinden ayıran Geçiş Yönetim Aktüatörü (TMA) aracılığıyla iletişim kuruyor. Elektrikli sistem 7,45 kWsa kapasiteli yüksek voltajlı batarya ve bir invertör tarafından besleniyor.
296 GTS’nin şarj edilebilir hibrit (PHEV) sistemi, pedal tepki sürelerini sıfıra indiriyor ve tamamen elektrikli modda (eDrive) 25 km’lik menzil sağlıyor. Otomobilin sportif görünümüyle birleşen kompakt boyutları ve yenilikçi dinamik kontrol sistemlerinin yanı sıra büyük bir özenle ele alınan aerodinamik özellikleri, çevik ve sürücünün komutlarına anında cevap veren sürüş karakterini beraberinde getiriyor. 296 GTS’nin modern ve dikkat çeken tasarımı, sadelik ve işlevselliğin mükemmel birlikteliğini yansıtan bir diğer model olan 1963 250 LM’ye gönderme de yapıyor. İşlevsel tasarımının yanında yolculara konfor da sağlayan RHT (Açılabilir Hard Top) tavan ise şık ve sportif tasarımıyla öne çıkıyor. RHT (Açılabilir Hard Top) tavan sisteminin hafif yapısı, kullanıcısına 45 km/s hıza kadar sadece 14 saniyede açma veya kapama olanağı sunuyor. Otomobilin gövdesi ile tavan arasındaki ayrım çizgisi B direğinin üzerine yer alıyor. Böylelikle açılabilir tavan, motorun ön tarafına iki bölüme ayrılarak katlanıyor ve motor bölmesinin termal dağılım özellikleri ve tasarım dengesi de korunuyor. Bu aynı zamanda tasarımcıların motor kapağının arka kısmına yeni V6 motorun açıkça görülebildiği bir pencere yerleştirmelerine de olanak sağlıyor. Tavan açıldığında, kabin ve arka kısım yüksekliği ayarlanabilen bir cam ile ayrılıyor. Bu, yüksek hızlarda bile optimum yolcu konforu sağlıyor. SF90 Stradale’de olduğu gibi, pistte otomobilin performansından en üst düzeyde yararlanmak isteyen müşteriler için 296 GTS, hafifletilen ve aerodinamik olarak optimize edilen “Assetto Fiorano” paketi ile de sunuluyor.
Dünya Genelinde Geçerli 7 Yıllık Bakım ve Premium Servis Hizmeti
Ferrari’nin benzersiz kalite standartları ve müşteri hizmetlerine giderek daha fazla odaklanması, 296 GTS’de sunulan genişletilmiş yedi yıllık bakım programıyla da destekleniyor. Tüm ürün yelpazesinde ve dünya genelindeki tüm Ferrari servislerinde geçerli olan bu program, Ferrari markalı bir otomobilin, ilk yedi yılındaki ya da otomobilin 120 Bin km’ye kadar tüm periyodik bakımlarını kapsıyor. Aynı zamanda müşterilerin otomobillerini yıllar boyunca en iyi performans ve güvenlik seviyesinde tutulması için ayrıcalıklı bir hizmet olarak da dikkat çekiyor. Bu çok özel hizmet, yıllar geçse bile sorunsuz kullanım için eşsiz bir deneyime destek veriyor.
296 GTS – TEKNİK ÖZELLİKLER GÜÇ-AKTARIM SİSTEMİ Motor tipi: V6 – 120° – turbo – kuru karter Motor hacmi: 2992 cc Çap x Strok: 88 mm x 82 mm Maksimum güç (ICE): 663 HP Maksimum güç (Sistem): 610 kW (830 cv), 8000 d/d Maksimum tork: 740 Nm, 6250 d/d Maksimum devir sayısı: 8500 d/d Sıkıştırma oranı: 9,4:1 Yüksek voltajlı batarya kapasitesi: 7,45 kWsa GÜÇ AKTARIMI Şanzıman: 8-speed F1 DCT BOYUTLAR VE AĞIRLIKLAR Uzunluk: 4565 mm Genişlik: 1958 mm Yükseklik: 1191 mm Dingil mesafesi: 2600 mm İz genişliği ön: 1665 mm İz genişliği arka: 1632 mm Boş ağırlık: 1540 kg Boş ağırlık/güç oranı: 1,86 kg/cv Ağırlık dağılımı: %40,5 ön/ %59,5 arka Arka koltuk kapasitesi: 49 litre Yakıt deposu kapasitesi: 65 litre JANT VE LASTİKLER Ön: 245/35 ZR 20 J9,0 Arka: 305/35 ZR 20 J11,0 FRENLER Ön: 398 x 223 x 38 mm Arka: 360 x 233 x 32 mm ELEKTRONİK SİSTEMLER eSSC: eTC, eDiff, SCM, FDE2.0, EPS, ABS Evo, 6w-CDS; Yüksek performanslı ABS/EBD ile enerji ger-kazanımı PERFORMANS Maksimum hız: >330 km/s 0-100 km/s: 2,9 sn 0-200 km/s: 7.6 sn 200-0 km/s: 107 m Fiorano tur zamanı: 1’ 21” 80 YAKIT TÜKETİMİ VE CO2 EMİSYONLARI Homologasyon aşamasında
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Türkiye’de elektrikli araçların şarj altyapısını oluşturmak için kritik bir adım attı. Girişimcilerin hızlı şarj istasyonu yatırımı yapmasını sağlamak üzere “Elektrikli Araçlar İçin Hızlı Şarj İstasyonları Hibe Programı”nı başlattı. Program, Togg’un şarj altyapısına da destek olacak.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, bugün başvuruya açılan programı, sosyal medya hesabından “Elektrikli araçlar için gerekli altyapıyı ülkemize kazandırmakta kararlıyız. Türkiye’nin 1.560 farklı noktasına yüksek hızlı şarj istasyonları kurulması için 300 milyon TL bütçeli hibe programını bugün başvuruya açtık. Yatırımcılarımıza hayırlı olsun!” mesajıyla değerlendirdi.
HIZLI ARTIŞ OLACAK
Türkiye’de elektrikli araçlarda hedeflenen hızlı yaygınlaşmanın sağlanabilmesi için, hızlınşarj altyapısının tüm bölgelerde asgari düzeye ulaşması büyük önem taşıyor. Önümüzdeki yıllarda elektrikli araç stoğunun büyümesine paralel olarak, şarj istasyonlarının sayısında da hızlı bir artış olması gerekiyor.
BAŞVURULAR BAŞLADI
Buradan hareketle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, hızlı şarj istasyonu yatırımını teşvik etmek amacıyla “Elektrikli Araçlar İçin Hızlı Şarj İstasyonları Hibe Programı”nı başlattı. Bugün itibariyle devreye alınan destek programı ile hızlı şarj istasyonu kurulumuna hibe verilecek. Toplam bütçesi 300 milyon TL olan hibe desteği ile 81 ilde bin 560 noktada hızlı şarj istasyonu kurulumu sağlanacak. Yatırımcılar, programdan istasyon başına 250 bin liraya kadar destek alabilecek. Yerli malı ünitelere artı yüzde 20 destek verilecek. Programa başvurular, 15 Haziran 2022’ye kadar devam edecek. Yatırımcılar, sarjdestek.sanayi.gov.tr adresinden programa başvuru yapabilecek.
ELEKTRİKLİ ARAÇ PROJEKSİYONU
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Milli Teknoloji Genel Müdürlüğü tarafından, ilgili kamu kurumları ve sektör aktörlerinin katkısı ile hazırlanan Mobilite Araç ve Teknolojileri Yol Haritasında, Türkiye’de elektrikli araçların gelişimine dair düşük, orta ve yüksek olmak üzere 3 farklı senaryoyu içeren bir projeksiyon oluşturuldu.
Bu projeksiyona göre 2025 yılında; yüksek senaryoda yıllık elektrikli araç satışının 180 bin, elektrikli araç stoğunun 400 bin olacağı tahmin ediliyor. Orta senaryoda yıllık elektrikli araç satışının 120 bin, elektrikli araç stoğunun 270 bin olacağı öngörüldü. Düşük senaryoda ise yıllık elektrikli araç satışının 65 bin, elektrikli araç stoğunun 160 bin civarında olacağı tahmini yapıldı.
2030 yılı projeksiyonuna göre öngörüler şöyle oluştu: Yüksek senaryoda yıllık elektrikli araç satışı 580 bin, elektrikli araç stoğu 2,5 milyon, orta senaryoda yıllık elektrikli araç satışı 420 bin, elektrikle araç stoğu 1,6 milyon, düşük senaryoda yıllık elektrikli araç satışı 200 bin, elektrikli araç stoğu 880 bin adet.
GELİŞİM PLANI
Tüm bunların yanı sıra Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’nın koordinasyonunda, başta Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu ve Türk Standardları Enstitüsü olmak üzere, ilgili kamu kurumlarının aktif katılımı ve özel sektörün yoğun katkısı ile Türkiye için elektrikli araç şarj altyapısına yönelik mevzuat, standartlar, destekler gibi başlıklardan oluşan kapsamlı bir plan hazırlandı.
MEVZUAT ALTYAPISI
Yürütülen çalışmalar neticesinde, şarj sektörünün serbest piyasa koşullarında, etkin ve sürdürülebilir bir yapıda gelişmesini temin edecek bir mevzuat altyapısı oluşturuldu. 7346 sayılı kanun düzenlemesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nda, şarj hizmeti sunulmasına yönelik yasal çerçeve tesis edildi. Buna göre, EPDK’nın yayımladığı yönetmelik ile de detayları netleşen mevzuat göre şarj hizmeti faaliyetleri lisansa ve sertifikaya tabi hale getirildi.
YENİ FIRSATLAR
Küresel arenadaki dönüşüm Türkiye’de otomotiv sanayinin konumunu daha da güçlendirecek. Elektrikli araçların sayısının ve yaygınlığının artması, teknoloji ekosistemi ve inovasyona öncülük edecek, girişimler için ihracat fırsatları yaratacak. Otomotiv endüstrisinde yenilikçilik alanında hızlandırıcı etki oluşturması bakımından, elektrikli araçlar yaygınlaştırılacak.
BİR SEKTÖR DOĞUYOR
Elektrikli araçların kullanılmaya başlaması ile birlikte yeni bir sektör daha ortaya çıktı. Bugün henüz gelişiminin başında olan şarj istasyonu sektörünün, 2030 yılında yaklaşık 1,5 milyar dolar yatırımla kurulan 165 binin üzerinde şarj soketinin işletildiği büyük bir sektöre dönüşeceği tahmin ediliyor. Şarj istasyonu sektörü, büyüklüğün yanında, otomotiv endüstrisi üzerindeki potansiyel etkisi bakımından da önem arz ediyor. Tüketici tercihlerinde belirleyici etkiye sahip olacak sektör, otomotiv pazarındaki rekabeti etkileyecek, elektrikli araçlara geçişi hızlandıracak.